SEL & TAŞKIN, KURAKLIK ve FIRTINA
•
İklim özellikleri
•
Jeolojik-jeomorfolojik özellikleri
•
Bitki örtüsü
•
İnsan etkinlikleri
Sel, farklı alanlarda, akarsu yataklarında, dağlık
alanlarda, şehirlerde, kıyılarda oluşabildiğinden, bunların neden olduğu
zararlar da sadece su baskınları ile sınırlı değildir. Su baskını, selin neden
olduğu zararlardan sadece bir tanesidir. Bundan başka selin daha birçok olumsuz
etkileri vardır.
•
Sel olayları, en fazla
ilkbahar ve yaz aylarında görülür. Bunların %51'i Mart, Nisan, Mayıs, Haziran
ve Temmuz aylarında görülürken, en az görüldüğü aylar, sırasıyla Şubat, Kasım
ve Eylül aylarıdır.
•
Sel olaylarının %
52'si Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yaşanmaktadır.
•
Yaz mevsiminde sellerin en fazla görüldüğü ay,
Temmuz ayıdır.
•
Bu afete karşı en hassas bölge, Karadeniz
Bölgesi'dir.
Kuraklık, yağışların, kaydedilen normal seviyelerinin önemli
ölçüde altına düşmesi sonucu, arazi ve su kaynaklarının olumsuz etkilenmesine
ve hidrolojik dengenin bozulmasına sebep olan doğal olay olarak tanımlanabilir.
Canlıların yaşamı üzerinde çok büyük olumsuz etkileri olan,
insanların çeşitli etkinliklerini sınırlayan, önemli ekolojik sorunların
yaşanmasına neden olan ve her an afete dönüşebilen bir
klimatolojik-meteorolojik doğal tehlikedir.
Kuraklığın ana nedenleri, yaz sıcaklıklarının fazla oluşu,
buna bağlı olarak şiddetli buharlaşma ile aşırı su kaybı, yağış rejimlerinin
düzensiz oluşu, tarımın tamamen sulamaya dayalı oluşu, sulama sistemlerinin
yetersiz oluşundan fazla miktarda su kaybı başta gelir.
Orta Asya'daki Aral Gölü'nün kuruması tarih boyunca insan
eliyle gerçekleştirilen en büyük doğal afetlerden birisi. Pamuk rekoltesini
artırabilmek için Sovyetler Birliği döneminde yapılan plansız sulama projeleri,
dünyanın en büyük dördüncü gölü olan Aral'ın yüzde 90'ını kurutup çöle
çevirmişti.
Kuraklık, yavaş gelişen tehlikeli bir
meteorolojik-klimatolojik olay olmasına karşılık, insanlara ve çevresine en
fazla zarar veren, ekolojik sistemi tamamen bozan bir afettir. Kuraklığın
verdiği zararlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
•
Su kaynakları azalır, tarımsal üretim düşer.
•
Sanayide gerileme olur.
•
Kullanma suyu yetersizliğinden kaynaklanan
kirlilik sonucu, salgın hastalıklarda artış olur.
•
Enerji üretiminde azalma görülür.
•
Doğal bitki örtüsü ve hayvan varlığı zarar
görür.
•
Doğal dengenin bozulmasına bağlı olarak büyük
ekolojik sorunlar ortaya çıkar.
•
Ulusal ve uluslararası boyutta ekonomik ve
sosyal dengenin bozulmasına bağlı olarak sosyal sorunlar yaşanır.
•
Uzun süren ve çok geniş alanlarda etkili olan
büyük orman ve çalı yangınları görülür.
•
Üretimdeki düşmeye bağlı olarak görülen kıtlık,
yetersiz beslenme ve açlık sonucu hastalık ve ölüm olayları normal bir olay
olarak ortaya çıkar.
•
Kuraklığın uzun süre devam etmesi çölleşmeye
doğru gidişin bir işaretidir.
Türkiye için yaz kuraklığı normaldir. Ama kış kuraklığı
tehlikelidir. Çünkü ülkemiz su ihtiyacının çok büyük bir bölümünü kış
yağışlarından (yağmur, kar) karşılamaktadır. Yapılan çalışmalara göre
Türkiye'de kuraklıktan en fazla etkilenecek yerler sırasıyla Güneydoğu Anadolu
Bölgesi, Akdeniz ve Ege Bölgesi'nin kıyı kesimleri, Orta Anadolu, Trakya ve
Doğu Anadolu'nun çukur alanlarıdır.
Fırtına meteorolojide, hızı 63 km/ saat veya daha fazla olan
rüzgârla birlikte, şiddetli sağanak yağışları, şimşek ve yıldırım gibi
elektriksel olayları özelliklere sahip tehlikeli bir atmosfer olayı olarak
tanımlanmaktadır. Fırtınalar, şiddetli yağışlar ile deniz kabarmalarına bağlı
olarak oluşan, sel ve taşkınlara, deniz kazalarına, ağaçların kökünden
sökülmesine, binaların yıkılmasına, kum ve toz bulutlarına, hava, kara ve deniz
trafiğinin aksamasına, yıldırım çarpmalarına, yıldırımdan kaynaklanan orman
yangınlarına ve daha birçok istenmeyen doğal olayların yaşanmasına neden
olmaktadır. Bunun için fırtınalar, en yaygın ve en yıkıcı doğal tehlikelerin
başında gelmektedir. Nitekim Dünya'da görülen doğal afetlerin %85'i fırtınalar
ve onları neden olduğu olaylarla ilgilidir.
Fırtınaların zararları rüzgârın hızından sistem içindeki
dikey hava hareketlerinden, şiddetli yağışlardan ve neden oldukları diğer doğal
tehlikelerden (sel, taşkın, erozyon, yıldırım, deniz kabarması vb.)
kaynaklanmaktadır.
Türkiye'de tropikal fırtınaların dışında, bazıları çok küçük
boyutta da olsa, hemen her tür fırtına görülmektedir. Ancak bu fırtınaların çok
büyük bir kısmı, başka bir yerde oluştuktan sonra belirli bir yol kat ederek
geldiklerinden, küçük ve orta boyutta fırtınalar olup, kışın daha sık
görülmektedir.
Yapılan bilimsel
çalışmalar ve iklim model öngörüleri; gelecekte küresel iklim değişikliğine
bağlı olarak ekstrem hava olayları (şiddetli fırtınalar, kuvvetli yağışlar ve
hortum) gibi meteorolojik, bu olayların sebebiyet verdiği taşkınlar ve seller
gibi hidrolojik, uzun süreli kuraklık olayları ve çölleşme süreçleri gibi
klimatolojik kökenli doğal afetlerin şiddetinde, sıklığında ve etkinlik
alanında önemli artışların olabileceğini göstermektedir.
Safiye UYAN
KULLANILAN KAYNAKLAR
YILDIZ, K. YILMAZ, M. SİPAHİOĞLU, Ş. (2005), Çevre Bilimi, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara.https://cdnacikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/kuresel_iklim_degisikligi_ve_atmosferik_afetler/6/ 26.12.2022
https://www.wwf.org.tr/?2620/nedirbukuraklik 26.12.2022
http://www1.mgm.gov.tr/arastirma/dogal-afetler.aspx?s=kuvvetliruzgar 26.12.2022
Yorumlar
Yorum Gönder