BİR ÇEVRE SORUNU OLARAK: KÜTLE HAREKETLERİ

Kütle hareketi, yamaç dengesinin bozulmasıyla arazinin bir bölümünün, yer çekiminin etkisiyle yamaç aşağı ve yamacın şekline göre yaptığı yavaş veya hızlı yer değiştirme hareketidir.

Gerçekleşen bu hareket, hızları ve oluşturdukları yere göre, büyük can ve mal kayıplarına yol açan afetler olabilmektedir.

Heyelanlar, bazı kaynaklarda kütle hareketlerinin içindeki önemi, özellikleri ve doğurduğu sonuçlar bakımından ayrı bir başlık altında değerlendirilirken, bazı kaynaklarda da kütle hareketlerinin tümü heyelanlar başlığı altında değerlendirilmektedir. Heyelanların kütle hareketleri içinde ayrı bir yeri vardır. Dünyanın birçok yerinde görülmesi, ani olarak gelişmesi, büyük can ve mal kayıplarına yol açması, topografyada büyük değişikler gerçekleştirmesi ve başladıkları andan itibaren önlenememesi bu durumun nedenlerini oluşturmaktadır.

Kütle Hareketinin Oluşumu

Kütle hareketleri genel olarak jeolojik-jeomorfolojik ve klimatolojik-meteorolojik etkenler ile çeşitli insan faaliyetlerine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Kütle hareketinin temel nedeni yerçekimidir. Diğer doğal ve beşerî etkenler ise, kütlenin hareketini tetikleyen ve şeklini belirleyen unsurlardır.

Bu hususta yer alan ana etkenler;

Jeolojik- Jeomorfolojik Etkenler

·         Yer çekimi

·         Eğim (Çeşitli nedenler sonucunda yamaç eğiminin artması ve dengenin bozulması heyelan oluşumunu kolaylaştırır.)

·         Bakı

·         Ana kayanın özelliği (Kayaçların suya dayanıklılık durumları etkili olmaktadır.)

·         Diğer doğal afetler (Deprem, volkanizma, vb.) (sarsıntılar çok büyük kaya bloklarını ve pekleşmemiş materyali yerinden oynatabilir.)

Klimatolojik-Meteorolojik Etkenler

·         Yağış (Yoğun yağış esnasında, yer örtüsünün ağırlığı arttığından ve sürtünme azaldığından heyelan oluşumu kolaylaşacaktır.)

·         Don (Kayalardaki çatlak ve yarıklarda bulunan suların donması ve çözülmesi materyal durumunun heyelanı yaratacak şekilde değişmesine yol açar.)

Beşerî Etkenler

·         Bitki örtüsü tahribi (Yüzey sularının sızmasını kolaylaştırarak, suyun doygunluk durumunda değişme meydana getirecektir.)

·         Yamaç profili değişikliği (Kentleşme, madencilik, yol yapımı vb. insan faaliyetleriyle yamaç dengesinin bozulması.)

·         Diğerleri

 

Kütle Hareketlerinin Sınıflandırılması ve Türleri

            Kütle hareketleri, hareket eden malzemenin türü, hareketin şekli, hızı, nedenleri, kayma yüzeylerinin biçimi, yaşları ve gelişme durumu bakımından farklılıklar göstermekte, bu özelliklere bağlı olarak da değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır.

            Nitelikleri ve hızları bakımından sınıflandırdığımızda;

Hızlı gelişen kütle hareketleri

·         Heyelan

o   Göçmeler

o   Toprak kayması

o   Kaya çığları

o   Çamur Akıntıları

o   Lahar akıntıları

Yavaş gelişen kütle hareketleri

o   Sünme (Krip)

o   Akma (Soliflüksiyon)

 

Heyelan (Yer Kayması)

Doğal kaya, zemin, yapay dolgu ile bunlardan oluşmuş döküntüler ve toprağın yerinden ayrılarak, yer çekiminin de etkisiyle yamaç aşağı yer değiştirmesi olayıdır.

            Bazı heyelanlarda yamaçtaki malzeme büyük bir hızla hareket ederken bazılarında bu hareket oldukça yavaş gerçekleşmektedir. Bu durumda kütle hareketine heyelan denilebilmesi için gerçekleşen hareketin ani ve hızla gerçekleşmesi ve belirli bir büyüklüğe sahip olması gerekmektedir.

            Heyelanlar meydana geldikleri alanlarda büyük değişiklikler meydana getirmektedir. Bu duruma verilebilecek en temel örnek herhangi bir akarsu yatağında gerçekleştiğinde yatağın bir kısmını tıkayarak göl oluşumuna neden olması olabilir (Tortum Gölü). Bu gibi durumlar nedeniyle heyelanların şiddetleri ve etkiledikleri alanın özelliğine göre çok tehlikeli doğa olayı olarak, kütle hareketlerinin başında gelmektedir.

Heyelanların Sınıflandırılması ve Türleri

            Çoğunlukla kayma şekline gerçekleşen heyelanlar, düşme, akma ve bunların karışımı olan karmaşık biçimlerde de gerçekleşmektedir.

            Düşme

            Gevşeme ve parçalanma yoluyla ana kütleden ayrılan bölümlerin, ani hareketi sonucu serbest olarak düşmeleri şeklinde tanımlanabilir.

            Kayma

            Birbiriyle etkileşim halinde olan ve direnci azalmış malzemelerin bir ya da birkaç yüzey boyunca kayması sonucu gerçekleşen heyelandır.

Düzlemsel Kaymalar; Kayan materyalin jeolojik özellikleri doğrultusunda gerçekleşmektedir. Kayan kesimin kalınlığı birkaç metre civarında değişiklik gösterirken, etkiledikleri alan oldukça geniştir.

Kaya ve Toprak kaymaları bu tip materyallere örnek olarak verilmektedir. Yüzeysel olarak gerçekleşen bu kaymalar üstteki toprak örtüsünü ve hemen altında yer alan döküntü örtüsünü ilgilendirmektedir.

Dönel Kaymalar (Çökmeler): En sık görülen heyelan tipidir. Kayan malzemenin özelliğinde ya çok az değişimin ya da hiç değişmenin olmadığı heyelanlardır. Ana kaya ile ince, kaba yüzey malzemelerinin blok halinde kaymasıyla gerçekleşmektedir ve bu haliyle kopma yüzeyleri kaşığı anımsatmaktadır.

Karışık Kaymalar; jeolojik ve jeomorfolojik yapıya bağlı olarak düzlemsel ve dönel kaymaların birleşimi şeklinde gerçekleşen heyelanlardır. Kayma esnasında hem kaya ve materyal çökmesi hem de bunların kayması gerçekleşmektedir.

            Akma

            Pekleşmemiş, gevşek malzemelerin ıslak ya da kuru zemin üzerindeki yer değiştirme olayıdır. Bu tür heyelanın esas nedeni sudur ve bu yüzden daha çok kuvvetli sağanak yağışlar sırasında veya sonrasında meydana gelmektedir.

Kaya Akmaları; çeşitli nedenlerden dolayı kaya içindeki çatlakların artmasıyla yavaş yavaş ve uygun koşullar içinde gerçekleşen hareketlerdir. Kayanın doğal niteliğini kaybetmesiyle başlamakta, akan malzemenin kuru veya kuruya yakın olmasında bile çok şiddetli heyelanlar gerçekleşmektedir. Özellikle dağların yüksek kesimlerinde ve kutba yakın bölgelerde donma çözülme gibi fiziki çözülmelere uğrayan yamaçların eteklerinde daha iri döküntü bulunur.

Zemin Akmaları; içinde belli bir miktarda su bulunduran, kaba ve ince yüzey malzemeleri az eğimli yamaçlarda kayma şeklinde hareket ederken, çok eğimli yamaçlarda akma şeklinde hareket etmektedir.

Toprak Akmaları, yamacın doğal dengesinin suyla doygunluk kazanması ve boşluk basıncının artmasıyla bozulma gerçekleşir. Bu hareketin hızı üst kesimden aşağıya doğru azalma gösterir.

            Karmaşık Heyelanlar

Heyelan klimatolojik-meteorolojik ve jeomorfolojik-jeolojik koşullar ve yamacın farklı malzemelerden oluşması nedeniyle hareket sürecinde farklılık göstermektedir. Bu nedenle heyelanın tek ve kesin bir nedenle oluşması imkansızdır. Yani düşme, akma veya kayma şeklinde gerçekleşen heyelan bir süre sonra aynı anda birden fazla hareket türü ile birlikte oluşmaktadır.

 

Yamaç Hareketleri

Sünme

Yamaç malzemelerinin su içeriği mevsimsel olarak değişirken, hareket hızı ise yılda birkaç santimetreyi geçmeyen yamaç hareketidir. Böyle bir hareketin varlığının anlaşılması ağaçların, çitlerin ve direklerin eğilmesiyle gerçekleşir. Yamaç örtüsü bütünüyle hareket halindedir. Sünme hareketinden etkilenen örtünün kalınlığı çeşitli etmenlerin etkisiyle değişirken en çok iklimsel nedenlerden etkilenmektedir.

Soliflüksiyon

Yamaç örtüsünü oluşturan malzemenin donma-çözülme olaylarıyla ilişkili olarak yüzey materyalinin büzülme ve genleşmeyle yer değiştirmesi olayıdır.

            Yamaç döküntüsü

Dik yamaçlarda kayaların, fiziksel ve kimyasal olarak parçalanmasıyla oluşan farklı boyutlardaki parçalar yamaç eğimi doğrultusunda yuvarlanarak eğimin bittiği yerde depolanır.

            Kaya Düşmesi

Özellikle ilkbahar aylarında gerçekleşen donma-çözülme olaylarıyla parçalanan kayalar, dağlık alanlardaki dik yamaçlardan koparak yamaç aşağı hareket etmektedir. Özellikle deprem sonrasında, sarsıntılardan etkilenerek kaya düşmeleri gerçekleşir. Kaya düşmesi çok sık yaşanan bir olay olmasına rağmen yaşandığı alanlarda çok az insanı etkilediğinden diğer olaylara oranla önemsiz sayılmaktadır.

Çamur Akıntıları

Su ile doygun hale gelen yüzey materyalinin, hızlı bir biçimde eğim doğrultusunda hareket etmesidir. Yamaç dikliği, sağanak yağışları ve bitki örtüsünün az olması çamur akıntılarının oluşması ve şiddeti üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.

Lahar Akıntıları, volkan konilerin yamaçlarından püskürme esnasında veya sonrasında olan akıntılar ile oluşmaktadır. Özellikle püskürme sırasında eriyen kar sularıyla oluşan çamur hareketleri geniş alanları etkileyebilmektedir.


Kütle Hareketlerinin Etkileri

Toplum yaşamını etkileyen kütle hareketlerinin yaygın olarak görülmesi ve sonuçlarının önemli boyutlarda olumsuz olmasında doğal özelliklerin yanında sosyo-ekonomik özelliklerde etkili olmaktadır. Alanın jeolojik-jeomorfolojik ve iklimsel bakımdan her türlü yamaç hareketine uygun olması, bitki örtüsünün yok edilmesi ve çeşitli amaçlarla arazinin yanlış kullanılması kütle hareketlerine zemin hazırlamaktadır. Dünyanın birçok yerinde meydana gelen kütle hareketleri can ve mal kaybı olarak verdiği zararın yanında doğal dengeyi de bozarak ekolojik sorunlara neden olmaktadır. Kütle hareketlerini önceden tahmin etmek ve kontrol altına almak oldukça zordur.

            Kütle Hareketlerinin Önlenmesi

Kütle hareketine karşı alınacak önlemlerin esasını yamaç stabilitesini bozan durumları ortadan kaldırmak oluşturmaktadır. Bu durumda kayma gerilmelerinde artışa neden olan kaydırıcı kuvvetleri azaltmak ve kayma direncinde azalmaya neden olan tutucu kuvvetleri çoğaltmak gerekmektedir.

·         Yamaç altı kenarına yük koymak (yamaç alt sınırına taş duvar yapmaktır.)

·         Yamaçların korunması (teraslama ve ağaçlandırma yapılmalıdır.)

·         Yamaçların düzenlenmesi (kritik denge açısına ulaşan yamaçların, ek yükleri kaldırılmalı, yamaç yüzeyi tıraşlanarak profil yatıklaştırılmalıdır.)

·         İyi projelendirilmiş drenaj sistemi oluşturulmalıdır (çok iyi inşaa edilmiş bir yer üstü ve yer altı drenaj sistemiyle yüzey ve yer altı suları şevden uzaklaştırılınca boşluk suyu basıncı azalır ve kohezyon durumu artar.)

·         Heyelana hassas yerler yerleşime açılmamalıdır (daha önce heyelan görülmüş veya görülmesi muhtemel yerlere)

·         Ulaşımda heyelan riski düşünülmelidir (litolojik ve iklim özellikleri bakımından sorun teşkil etmeyen alanlar seçilmelidir.)


Aleyna POLAT

KULLANILAN KAYNAKLAR

  •      Helvacı, C., Genel Jeoloji Temel Kavramlar (2017), Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, Bölüm 8
  •      Şahin, C., Sipahioğlu, Ş., Doğal Afetler ve Türkiye (2009), Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Bölüm 6


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEL & TAŞKIN, KURAKLIK ve FIRTINA

EROZYON ve KONTROL YÖNTEMLERİ